Dijital fauna üzerine oldukça akademik bir araştırma.
Prif. Dr. Zeynep Albayrak
Troya Üniversitesi, Trolojik Davranışlar Enstitüsü
(Akademik ünvanlarıma takılmayın. Bana kısaca “Your majesty, the troll slayer, patronness of the passive-aggressive folk” diye hitap edebilirsiniz.)
Özet
Bu çalışma, trol kavramının etimolojik, mitolojik, dermatolojik, antialerjik ve astrolojik katmanlarını inceleyerek, sosyal medyada varlık gösteren trol türlerini sınıflandırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca trollere karşı geliştirilen bireysel savunma becerilerinin akıl sağlığını korumadaki rolü vurgulanmıştır.
Araştırma sürecinde elde edilen veriler kamuya açık dijital platformlardan toplanmış olup, herhangi bir trolden doğrudan kişisel veri talep edilmemiştir. Fiziksel, psikolojik ya da algoritmik zarar gördüğünü iddia eden troller ağlayarak günlüğüne yazabilir. Etik beyanın etikliği tartışmaya kapalıdır.
Giriş
Trol:
1.isim, denizcilik Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı.
2.isim, mecaz Genel ağ üzerinden sosyal ortamlarda gizli kimliklerle başkalarını avlamak, dolandırmak, alay etmek, yanlış yönlendirmek vb. üzere kurulan tuzak.
Trol, İskandinav mitolojisinde genellikle dev ya da cüce olarak resmedilen, köprülerin altında bekleyerek yolcuları oyalayan veya haraç kesen efsanevi bir yaratıktır. Modern zaman trollerinin köprüsü “yorumlar”, haraçları ise “sabrımız” olmuştur.
Çevrimiçi ortamlarda, provokasyon niyetiyle karşıt tepki uyandırmak ya da belirli bir gündem yaratmayı amaçlayan aktör olarak tanımlanabilir. Altını çizmek isterim ki trollükte saik önemlidir. Yani sizinle zıt görüşte olan herkesi trol olarak tanımlayamazsınız. Niyeti provokasyon olan bireyleri sizinle aynı cephede olduğunda dahi trol olarak kabul etmekse bir vicdan meselesidir.
Trollerin, motivasyon yahut yönteme göre farklı başlıklar altında sınıflandırılmaları mümkündür. Ancak işin içinden çıkamadığım için bu görevi gelecekteki araştırmacılara havale ederek, belli başlı trol tiplerini değerlendirmekle yetineceğim.
Yandaş troller: Algı yaratarak ve eleştirel sesleri bastırarak gündemi yönetmeye çalışırlar. Bu tür kendi içinde 2’ye ayrılır: gönüllü ve maaşlı. Mevzuyu sabote etmek konusunda gösterdikleri ustalıkla diğer trollerden ayrılırlar. Adalet derseniz, “ekonomi şahlanıyor”; eğitimden bahsetseniz “ama eskiden tüp kuyruğu vardı” cevabını alabilirsiniz.
Ne kadar donanımlı olursanız olun, bu türle girişeceğiniz bir tartışmayı asla kazanamazsınız. Yandaş trolle mücadele etmek rüzgâra karşı tükürmeye benzer. Kendi tükürüğünüzde boğulabilirsiniz. Enflasyon rakamlarının açıklandığı bir haberin altındaki yorumlar bu türü gözlemlemek için doğal bir ortam sunar. Onları tespit etmek için anahtar kelimeler listesinden faydalanabilirsiniz: dış güçler, yerli ve milli, cehape zihniyeti, devletimizin yanındayız, CİMER’e şikayet edicem.
Dezenformasyon trolleri: Sahte bilgileri yayarak, kitlesel panik yaratmak ve öfke paylaşımlarını tetiklemek için çalışır. Bu türün ortama uyum sağlama yetenekleri bir bukalemuna benzetilebilir. Bir trolle muhatap olduğunun farkında olmayan masum sosyal medya kullanıcısı savunma mekanizmalarını kapatır. Ayrıca liyakatsiz düzende edindiği akademik ünvanlara sırtını yaslayarak uyduruk bilgi yayan pişkinler de bu gruptadır. Dezenformasyon trolünden aldığı sahte bilgileri iyi niyetle kendi hesabından paylaşan bireylerin suça ortak olup olmadığı konusu literatürde tartışmalıdır.
Algoritma trolleri: Etkileşimden beslenen tatlısu trolü. “Algoritma” ve “spam” kelimelerini cümle içinde kullanmayı çok severler. Mahalle yanarken bulaşık süngeri linki paylaşmalarıyla öne çıkarlar. Hesaplarının spam saldırısına uğradığı iddiasıyla her fırsatta yorum ve like isterler. Sonra yine banyo lifi linki paylaşarak kaldıkları yerden devam ederler.
Etkileşim almak için takipçilerine sürekli anlamsız sorular yöneltebilirler. Asıl niyetleri size para harcatmaktır. Ülke gündemi karıştığında duyarlılık maskelerini takarak konuyu yine linklerine bağlamak için 40 takla atarlar. “Birlikte iyileşmek” kisvesi altında attıkları oltalara takılmayın.
Akraba troller: Bilinen en tehlikeli trol türüdür.
Gramer trolleri: Hayattaki yegâne amaçları, bağlaç olan -ki ve -de eklerinin ayrı yazıldığından emin olmaktır. Bağlam umurlarında değildir. Yedi ceddine küfür etseniz, eğer bir yazım hatanız varsa önce ekleri düzeltecektir. (Her yazımda onlara küçük sürprizler bırakmayı severim.)
Zombi troller: Bot hesaplardır. En büyük tehlike, 60 yaş üstü bireylerin bu hesapların arkasında gerçek kişiler olduğunu zannetmesidir. Bu türe karşı etkili mücadele için sosyal medya platformlarının arayüzlerinde düzenlemeye gitmesini tavsiye ederiz. “Ebeveyn kilidi” gibi bir sistem geliştirilebilir. (Yoksa ben babamın telefonunu denize atıcam. Akademisyen çizgimden çıkarma beni Mark Şekerdağ!)
Trolizmle mücadele:dijital evrende hayatta kalma pratikleri
Bir trolün, en önemli besin kaynağı etkileşimdir. Tepkisiz kalarak onları dijital açlığa terk edebilirsiniz. Unutmayın, tek bir trole verdiğiniz cevap, sinsice beklemekte olan onlarcasına cesaret verecektir. Dijital faunanın tehlikeli türleri karşısında en büyük silahınız ise engelle butonudur. Çirkeflik eşiğini geçmiş trolleri engellemek ruh sağlığınız için elzemdir. Başka insanlara saldıran trolleri de bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Bugün başkasının bahçesinde engellemediğin trol, yarın senin bahçene dadanabilir. Belki trolsüz bir dünya mümkün değil ama rastladığın her trolü engelleyerek dijital hijyene katkı sağlayabilirsin.
Trolojik Davranış Sendromu(TDS)
Uygun koşullar altında herkesin trole dönüşebileceğine dair bir hipotezim var. Trollük , dijital ortamda etkileşimle (yani cevap vermeniz halinde) bulaşan bir virüstür mü desem? “Troloji spektrumunda olmak” kulağa daha mı iyi geliyor? Neyse…
TDS belirtileri:
· Bireyin günlük yaşantısıyla, dijital davranışları arasında belirgin farklılıklar oluşması.
· Herhangi bir kişinin sosyal medyada yediği linçleri okurken çekirdek çitlemek.
· Eski sevgiliyi stalklamak bahanesiyle sahte hesap açmak.
· Tartışmalı içeriklere karşı gelişen aşırı iştah.
· Karşıt görüşteki kişileri kışkırtarak tatmin arayışı.
Sonuç
Bu bölümde, yazdığım makalenin literatüre katkılarını falan özetlemem gerekiyor. Aman boşverin. Aklıma bir Shakespeare alıntısı düştü:
“Çürümüş bir şey var Danimarka Krallığında.” (Hamlet, Perde 1,Sahne 4)
Batsın bu yozlaşmış düzen! Lanet olsun sarayın gölgesinde korkuyla pekiştirilen sadakat duygusuna. Herkes biliyor. Kimse konuşamıyor. Konuşmaya cüret eden ya deli damgası yiyor ya hainlikle suçlanıyor. Cehalet çığlık çığlığa bağırıyor. Kalmak zor. Gitmek bir seçenek değil. Evet, Danimarka Krallığı’ndan bahsediyorum. Konumuza geri dönebilmek için Hamlet ve Horatio(aklı başında olan tek karakter) arasında geçen yeni bir sahne yazdım.
Horatio:
Susturmalı mıyım bu çığırtkanı,
yoksa görmezden gelip
kendi dünyama mı sığınmalıyım?
Trollere tahammül mü etmeli,
yoksa basmalı engeli ve
son mu vermeli bu kirliliğe
Hamlet yanıt verir:
Engellemek ya da engellememek. İşte bütün mesele bu.
İlk defa burada bir yorum yapıyorum. Sosyal medya kullanımımı azaltmak için daha çok okumaya karar verdim ve sizi buldum. İyi ki bulmuşum ilk defa okurken eğlendiğim bir yazı oldu burada çok ihtiyacım varmış 🫶🏻 Trollere zulüm!
Trolsavarlar olarak yolumuza devam ediyoruz . Teşekkürler.